Ebû Bekir Efendimizʼin Hazret-i Ömer Efendimizʼe bir nasihati var:
“Ömer! (Diyor.) Cenâb-ı Hakk’ın senden gündüz yapılmasını istediği ameller vardır, onu gece kabûl etmez; gece yapılmasını istediği bir amel vardır, onu da gündüz kabûl etmez!”
Demek ki gündüzle gece, bilhassa seherlerde ne vazifemiz var? Nasıl bir seher yaşayacağız? Nasıl bir duyuşlarımız artacak? Nasıl Cenâb-ı Hakʼla bir beraber olacağız? Onu gündüz yapsak olmaz. O tarâvet, o güzellik olmuyor. Cenâb-ı Hak da bizi seherlerde davet ediyor:
وَالْمُسْتَغْفِرِينَ بِالْاَسْحَارِ
(“…Seherlerde istiğfar ederler.” (Âl-i İmrân, 17]) buyuruyor.
Yine Hazret-i Ebû Bekir Efendimiz:
“Bir hayrı kaçırırsan onu yakalamaya çalış, elde edince de onu geçmeye bak, daha güzeline, daha öteye gitmeye gayret et!..”
Müʼminin ufku, hayırda ufku olacak…