Tasavvufta terakkînin ölçüsü, sadece mânevî derslerin ve evrâdın belli aralıklarla yükselmesi değildir. Buna ilâveten, kalbî hassâsiyetlerin ve ahlâkın da yücelmesi, cemâlî esmânın o kalpteki tecellîlerinin artması gerekir.
Mânevî dersleri yükselen bir kimsenin; nezâket, zarâfet, kalbî rikkat, merhamet, şefkat, hizmet, gayret ve fedakârlığının da artması; daha affedici, daha anlayışlı, daha tahammüllü olması; sabır ve rızâ hâlinin kuvvetlenmesi îcâb eder. Kendisi için istediğini din kardeşi için de isteyen, diğergâm ve ince bir rûha sahip olması gerekir.
Velhâsıl, mânevî terakkînin en büyük göstergesi; kişinin hâl ve davranışlarıdır.