Her devirde Allâh’ın dînini bozup gönülleri bulandırmak isteyen din tahrifçileri dâimâ var olagelmiştir. Bu gibi durumlarda mü’minler için fârukıyyet vasfı, yani hak ile bâtılı, doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edebilme firâseti, daha büyük bir ehemmiyet arz eder. Bunun için bizler de bilhassa genç nesillerimizle birlikte, Kur’ân ve Sünnet’e daha sıkı sarılarak din tahrifçilerinin tuzaklarını boşa çıkarmalıyız.