Hâfız-ı Şîrâzî der ki:
“İnsan; birkaç damla kan, binbir endişedir!”
Hakîkaten insan, beden olarak et ve kemikten ibaret. Fakat rûhen; binbir endişe yumağı. Rızık endişesi, sıhhat endişesi, istikbâl endişesi, bitmek-tükenmek bilmeyen hayaller, plânlar, emeller… Hâlbuki ecel gelip çattığında hepsi bir anda bıçak gibi kesilecek, âdeta kaybolan gölgelere dönüşecek.
O hâlde insan, ne dünya rüyasında bulduğu definelere aldanmalı, ne düştüğü fakr u zarûrete yanmalı, ne de gelgeç sevdâlar uğruna ebedî hayatını hüsrâna çevirmeli. Fânî dünyayı, dâimâ ebediyet ufkundan seyretmeli. Kalbini fânî endişelerin kafesi yapmayıp Hakk’a tevekkül ve teslîmiyet ikliminde huzura kavuşmalı…