İslâm Hukûku metodolojisinin en mühim sîmâlarından KARÂFÎ (v. 684): “Rasûlullah -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem-’in başka hiçbir mûcizesi olmasaydı, yetiştirmiş olduğu ashâb-ı kirâm Allah Rasûlü’nün nübüvvetini ispata kâfî gelirdi.” demiştir.
Asr-ı saâdet toplumu mârifet ufkuna ulaşmış bir toplum idi. O devir Allah Teâlâ’yı ve Rasûlullah -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem-’i yakından ve gönülde tanıma devri idi. O toplumda kalpten dünyevî menfaatler yâni ilâhlar atıldı, mal ve can sâdece bir vâsıta olarak telâkkî edildi. Îman bir lezzet hâline gelerek merhamet enginleşti, hizmet bir hayat tarzı oldu. Allah Rasûlü’nden in’ikâs eden yoğun rûhâniyet ile Hakk’a yakınlık tahsîl edildi. Hayır ve hak bütün güzelliğiyle, şer ve batıl da bütün çirkinliği ile netleşti. Allah, kâinat ve nefis üzerine yeni bir anlayış meydana geldi. Allah Rasûlü’nün hâliyle hâllenme ashâb-ı kirâmın en büyük ideali hâline geldi. Allah Rasûlü’nün buyurmuş olduğu herhangi bir tavsiye veya îkaz, mukaddes bir emânet olarak hürmet ve îtinâ ile ebediyyen baş tâcı edildi ve hasret duyguları içinde dâimâ yâd edildi.
Umûmî bir riyâzet hâli yaşandı. Aşırı tüketim, lüks, israf, oburluk ve gösteriş sahâbî çevresinin ve toplumunun tanımadığı bir hayat tarzı idi. Gönüller, “Yarın bu nefsin konağının mezar olacağı” hakîkatini idrâk etti. Dostluğun merkezine Mevlâ ve Rasûlü yerleştirildi. Okuma yazma bilmeyen bir toplum, medeniyette zirveleşti. Bütün kalpler: “Allah bizden ne ister, Rasûlullah bizi nasıl görmek ister?” duygularının heyecanı içindeydi.
İşte o insanlarla çağlar ve zamanlar yeniden şekillendi. İnsanlığa bir asr-ı saâdet ikram edildi. Hayat, Allâh rızâsına endekslendi. Merhamet, şefkat derinleşti, hakkı tevzîdeki hassasiyet zirveleşti. Sahâbe için hayatın en zevkli ve mânâlı anları, insan nesline tevhid mesajını ilettikleri zamanlar oldu.
Yâ Rabbi! Bizlere Asr-ı Saâdet heyecanından bir nasîb ihsân eyle!..
Yayın: Erkam Yayınları
Dil: Türkçe
Yıl: 2005