Ramazân-ı Şerîfi lâyıkıyla idrâk edip güzelce ihyâ edebilirsek, yani onu ibadetlerle, amel-i sâlihlerle, kul haklarını ve borçları ödeyip helâlleşmekle değerlendirebilirsek, velhâsıl ferdî ve ictimâî kulluk vazifelerimizi lâyıkıyla îfâ edebilirsek; ilâhî af vaadi bizleri bekliyor. Fakat bunun zıddına, bu ilâhî rahmet hazinesine bîgâne kalıp ihmalkâr davranırsak, ilâhî rahmetten mahrûmiyet tehlikesi mevcut… Yani bu kadar mühim, hassas ve kıymetli bir zaman dilimindeyiz…