İbrahim Desûkî -kuddise sirruh- buyurur:
“Ey kardeşim! Sakın kendi başına bir şey yaptım zannetme!.. Bil ki; takvâ derecesine ulaşmışsan Allah seni ulaştırmış, maddî-mânevî bir şeye mazhar olmuşsan Allah seni mazhar kılmıştır…
İnsanların ve cinlerin ameli kadar amelin olsa bile «ben» demekten sakın! Zira Allah, «benlik» iddiâsında bulunanları acziyet içerisinde bırakır. Benlik dâvâsında isen maddî ve mânevî derecen düşer, bunu unutma!”
Nitekim Cenâb-ı Hak, âyet-i kerîmede;
“Rabbine hamd ederek Oʼnu tesbîh et ve Oʼndan mağfiret dile…” (en-Nasr, 3) buyurmaktadır. Yani lûtfettiği bütün nîmetler için, kendisini hamd ü senâlarla zikretmemizi istemektedir. Fakat bunun da yeterli olmadığını beyan sadedinde, kendisine lâyıkıyla şükredebilmek hususundaki gaflet ve acziyetimizden dolayı, ayrıca istiğfâr edip af dilememizi emir buyurmaktadır.