Kurʼân ve Sünnetʼin rehberliğinde kalben seviye kat etmemiş bir insan, -ne kadar bilgili olursa olsun- ham kalmaya mahkûmdur. O, bu hamlığıyla ilim tahsil edip, meselâ bir doktor olsa, insanlara şifâ tevzî edeceği yerde, nefsânî ihtiraslarını tatmin edebilmek için, organ kaçakçılığı yapan bir insan kasabı oluverir. Bir hukukçu olsa, adâlet tevzî edeceği yerde, bir suç şebekesi lideri veya zâlim bir cellât kesilir. Çünkü ihtiraslarının esiri olan ham bir nefis, sahip olduğu ilmi, süflî menfaatlerine âlet eder.
Tarih boyunca zâlimler dâimâ nefsânî ihtiraslarına tâbî kıldıkları bir ilim ve kudretle zulmetmişlerdir. Firavun, Nemrut, Hülâgu, Atilla ve emsâli insan kasaplarını, bugün insanlık nefretle anıyor…