Hazret-i İbrahim -aleyhisselâm-, kalbindeki dünyaya ait bütün fânî tahtları yıktı. Tevhîd inancını muhâfaza için ateşte yanmaya râzı oldu. Bir anlık zikrin lezzetiyle bütün sürülerini Allah yolunda vakfetti. Hakkʼın muhabbeti, kendi canından bir can olan, çok sevdiği evlâdı İsmâil -aleyhisselâm-ʼın muhabbetine galebe etti. Böylece gönlünde ilâhî muhabbet ve Hakkʼa dostluk tahtlarını inşâ etti. Bu müstesnâ tevekkül, teslîmiyet ve muhabbeti neticesinde, Cenâb-ı Hak da onu kendisine Halîl/Dost eyledi.