Rabbimiz, âyet-i kerîmede:
“…De ki, hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?..” (ez-Zümer, 9) buyurmaktadır.
Bilmek; ölmeden evvel nefsin esâretinden kurtularak hakîkat sabahına uyanabilmektir. Kimin mülkünde yaşadığımızın, dünyaya geliş ve gidişimizin idrâki içinde olabilmektir.
Bilmek; ilâhî ihtişam ve kudret akışlarına âşinâ olup her şeyde mevcut bulunan ilâhî mesajları alabilmektir. Yani varlıkların hâl lisânından anlamaktır. Hikmete vâkıf olarak, yaratılışının sırrını çözebilmektir.
***
Gönüllerini bir dergâh hâline getiren Hak dostları, kudret-i ilâhiyyenin tecellîleri olarak; doğan Güneşʼi, ışık huzmelerinin gurûbda resmettiği rengârenk tablolardaki âhengi, hayrete gark olmuş bir sûrette seyrederler. Kudret akışları ve azamet tecellîlerindeki ilâhî sanatın zevkine ererler. Kâinat kitabının sayfalarını muhabbet nazarıyla okuyup sonsuz sır ve hikmetlere meftûn olurlar.
Yayın: Erkam Yayınları
Dil: Türkçe
Yıl: 2015