Dünya hayatı, kâh sevinç kâh hüzün, muhtelif med-cezirler içinde devam edip gider. Gönül öyle bir misafirhânedir ki, orada yaşanan elem ve ıztıraplar da, sevinç ve mutluluklar da birer misafir hükmündedir. Hiçbiri dâimî ve kalıcı değildir. Bu yüzden mü’minin hâdiseler karşısında aşırı sevinç veya aşırı hüzne kapılarak fânî hayatın huzur ve......
Günümüzdeki pek çok hastalık ve buhranların sebebini teşkil eden ve nice azgınlık ve taşkınlıklara yol açan oburluk, yeme-içmede israf ve her canının çektiğini yemek; takvâ ehli sâlih zâtların tanımadığı bir hayat tarzıdır. Vücudu aşırı beslemek, insanın gönül âlemine kasvet verir, kalbi hantallaştırır, nefsâniyeti azdırır, rûhâniyeti zaafa uğratır....
Ashâb-ı kirâm ve evliyâullah hazarâtı, Peygamber Efendimiz’in bütün emir ve tâlimatlarına âşıkâne bir teslîmiyetle itaat etmişlerdir. Bizim de onları örnek alarak, günümüzde en çok düşülen hatâlardan biri olan “sünnetleri ihmal” hastalığından şiddetle sakınmamız gerekir....
Rasûlullah Efendimiz’i anlamak, Hakk’a kullukta en mühim basamaktır. O’nu tanımadan, O’nu anlamadan, O’nun izinden gitmeden ve O’nun gönül hassâsiyetlerinden hisse almadan, ne îmânımız tam bir îmân olur, ne Kur’ân-ı Kerîm’i tam olarak idrâk edebiliriz, ne de kulluğumuz tam bir kulluk olur…...
İslâm kardeşliğin hakkını verebilmek, bugünkü gibi zor zamanlarda yapılacak fedâkârlıklara bağlıdır. Mazlum, mağdur ve muzdarip din kardeşlerimiz için yapacağımız duâlar, infaklar ve fedâkârlıklar, -inşâallah- Rabbimize hamd ve şükrümüzün de en güzel bir fiilî ifâdesi olacaktır....