İnsanın iç dünyasında derin bir şekilde yaşadığı tezatlar, toplum hayatında da kendini gösterir. Bir taraftan îmânın kemâl ve huzuru içinde yaşayan gönül erleri, diğer taraftan da küfrün girdaplarında kaybolanlar aynı toplumda hayâtiyetlerini devam ettirirler.
Bu iki uç nokta arasında, her seviye ve mizaçta insanın yer aldığı toplum hayatı da, âdeta en mûnisinden en vahşisine kadar her türlü hayvanın barındığı bir ormana benzer. Ki burada bulunan insanların kimi tilki gibi kurnaz, kimi sırtlan gibi yırtıcı, kimi karınca gibi muhteris bir mal biriktirici, kimi de yılan gibi zehir akıtıcıdır. O ormandaki mahlûkâtın kimi okşayarak ısırır, kimi sülük gibi kan emer, kimi önden güler arkadan kuyu kazar.
Kendini mânevî bir terbiye ile nefsinin esâretinden kurtaramamış, dolayısıyla sağlam bir karakter inşâ edememiş bir insan da, çevresindeki sefih huyların çemberi içindedir.
Bu gerçekten hareketle diyebiliriz ki, bir topluma kurbağa karakterli kimseler hâkim olursa, ortalık bataklığa döner. Yılan ve çıyan ruhlu insanlar hâkim olursa, bütün bir millet zehirlenir, terör ve anarşi başlar. Lâkin gül tabiatlı, merhamet, şefkat sâhibi, gönül insanları hâkim olduğunda ise, bütün memleket bir gülistân olur; toplum, gerçek huzur ve saâdete kavuşur.
Yayın: Erkam Yayınları
Dil: Türkçe
Yıl: 2007