Genç Dergisi, Yıl: 2021 Ay: Nisan Sayı: 175
Düşünce ve plânlarımız arasında, farz ibadetlere ilâveten nâfile ibadetlere de gayret etmek, bilhassa da gece ibadetlerini aksatmamak gibi güzel niyetler var. Fakat bunları fiiliyata geçirmekte zorlanıyoruz. Bu düşüncelerimizi nasıl fiile dönüştürebiliriz?
Eğer geceleri seherlere kalkamıyorsak, -tabi hastalıklar hâriç- gündüzümüzü gözden geçirmemiz lâzım:
–Gözüm yanlış ekranlara, yanlış manzaralara kaydı mı?
–Dilim yanlış sözler söyledi mi?
–Kulağım yanlış sesler dinledi mi; dedikodu, mâlâyâni vesâireye muhâtap oldu mu?..
–Mideme haram veya şüpheli bir lokma girdi mi?
- Hazret-i Mevlânâ:
“Bu seher benden ilham kesildi. Anladım ki vücuduma şüpheli birkaç lokma girdi.” buyurur.
Yani dâimâ hastalığın sebebini arayıp tedbir almak lâzım. Nasıl tıpta koruyucu hekimlik var, mâneviyatta da kalbi koruyucu hekimlik zarûrî…
- Bir kimse İbrahim bin Edhem Hazretleri’ne gelerek:
“–Efendim! Gece ibadetine kalkamıyorum, bana bir çâre öğretin.” der. Hazret de şu cevâbı verir:
“–Gündüzleri Allâh’a isyân etme (yani mâneviyâtına zarar verecek hâl ve davranışlardan kendini koru); geceleri O seni huzûrunda durdurur. Geceleyin O’nun huzûrunda bulunmak, yüce bir şereftir. Günahkârlar bu şerefi hak edemezler!”
- Seherler, istiğfârın, yani Cenâb-ı Hak’tan af dilemenin en makbul, en feyizli zamanıdır. Nitekim Cenâb-ı Hak:
وَالْمُسْتَغْفِرِينَ بِالْاَسْحَارِ
“…Seherlerde Allahʼtan bağışlanma dileyenler.” (Âl-i İmrân, 17) buyurarak kullarını o vakitte istiğfâra davet ediyor. Seherlerde af kapılarını ardına kadar açıyor.
Bizim ilâhî affa ihtiyacımız yok mu? Hem de çok!.. O hâlde seherleri kaçırmayacağız.
Nasıl vücudumuzda maddî merkezler var; kalp, akciğer, karaciğer, mide vs… Bunun gibi rûhânî merkezlerimiz de var. Bunlara “letâif” diyoruz. Bu letâifleri de seherlerin feyziyle tezyîn edebilmek gerekiyor.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz seherlerde uzun uzun teheccüd kılardı. Hattâ bu teheccüd namazını, o zorlu çöl seferlerinde bile aksatmazdı.
Hadîs-i şerîfte buyruluyor:
“Yeniden dirilme günü çok sıcak bir gündür. O gün ferahlamak için şimdiden oruç tut. Kabir yalnızlığı için gece karanlığında iki rekât teheccüd namazı kıl.” (Ebû Nuaym, Hilye, I, 165)
Yani seherler, bir bakıma, havanın o loş karanlığında kabir iklimine girmenin ön hazırlığı oluyor. Çare yok, mutlakâ bir gün gireceğiz o âleme. Seherleri ne kadar ihyâ edebilirsek, kabir âlemimizde de o kadar faydasını görürüz.
- Allah dostlarından Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri’ni, vefatından sonra bir zât rüyasında gördü. Kendisine:
“–Ne haber var, ey Allah Rasûlü’nün torunu?” diye sordu. O da cevaben buyurdu ki:
“–Okuduğumuz ilmî ibâreler kenarda kaldı. Keşfî işaretler de kenarda kaldı. Bize gecenin ortasında kıldığımız rekâtlardan başka bir şey fayda vermedi.”
Onun için teheccüdler çok mühim!
Yine Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyuruyor:
“Aman gece kalkmaya gayret edin! Çünkü o, sizden önceki sâlih kimselerin âdeti ve Allâh’a yakınlık vesîlesidir. (Bu ibadet) günahlardan alıkoyar, hatâlara keffâret olur ve bedenden dertleri giderir.” (Tirmizî, Deavât, 101/3549)
“Ey insanlar! Selâmı yayınız, yemek yediriniz, akrabalarınızla alâkanızı ve onlara yardımınızı devam ettiriniz. İnsanlar uyurken siz namaz kılınız. Bu sayede selâmetle Cennet’e girersiniz.” (Tirmizî, Kıyamet, 42)
“Ümmetimin en şereflileri, hamele-i Kur’ân (yani Kur’ân hizmetinde bulunan hâfızlar) ve devamlı olarak gece ibadetine kalkanlardır.” (Münâvî, I, 522)
Onun için genç kardeşlerim! Gecelerin ihyâsına da samimiyetle gayret edelim inşâallah!..