Aklın; insan, kâinat ve bunlardaki hakikatlere bir ayna mesâbesinde olan Kur’ân-ı Kerîm üzerinde tefekkür ederken elde edeceği netice, tıpkı toprak altından çıkarılan ham mâdenler gibidir....
Muzdaribin çilesiyle yoğrulup olgunlaşan hizmet ehlinin derin ve hassas yüreğinde âdeta bir mahşer kaynar. Bu yürek yanışı, onu Hakk’ın rahmet ve mağfiret dergâhına açılan kapının...
Manevî eğitimde insanın rûhuna ve kalbine tesir maksadıyla başvurulan vâsıtaların başında “sohbet” gelir. Sohbet, Rasûlullah -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem- Efendimiz’in en mühim terbiye ve tezkiye metotlarındandır....
Manevî eğitimde insanın rûhuna ve kalbine tesir maksadıyla başvurulan vâsıtaların başında “sohbet” gelir. Sohbet, Rasûlullah -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem- Efendimiz’in en mühim terbiye ve tezkiye metotlarındandır....
Rasûlullah -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem- Efendimiz’in insanlığa getirdiği yüce ahlâk ve O’nun nebevî terbiyesi öyle bir iksirdi ki, daha evvel yarı vahşî, çoğu insanlıktan habersiz...
Fazîlet dolu gönüllerini insanlığa sergileyerek toplumlara rehberlik eden Hak dostlarının ömürleri, fânî hayatlarından sonra da devam eder. Onların kabirleri, insanlığın sînesindedir. Onların rûhâniyet ve nasihatleri...
Hak dostları ömürleri boyunca -tâbir câizse- benliğe iptal damgası vurup hiçliğe varabilmenin gayreti içinde olmuşlar ve: “Bir kişide benlikten bir harf kalırsa, o Allah dostu...
Peygamber vârisi Hak dostları, nebevî irşad ve davranış mükemmelliğinin zamanlara yayılmış zirveleridir. Yani onlar, Hazret-i Peygamber’i ve ashâbını görme şerefine nâil olamayanlar için, örnek alınacak...
Güneş için nasıl ki ısıtmamak imkânsız ise, îmânın aşk, vecd ve lezzeti içindeki ruhlar için de acımamak öyle imkânsızdır. Hâlık’ın nazarı ile mahlûkâta bakış tarzı...
Eğitim zarûrî… Bu zarûreti, onun peygamber mesleği oluşu yönüyle görmeli ve bu şuurla; -Ferdî açıdan, -İçtimâî açıdan, -Dînî açıdan vazife ve mes’ûliyetlerimizi bilmeli ve hassâsiyetle...
İnsanların selde sürüklenen yığınlar gibi nefsânî çalkantılar ve sakat felsefelerin çıkmaz sokaklarında boğulduğu zamanımızda akıl da, gönül de, maddenin pençesinde zaafa uğramıştır. Bu sebeple; Biz,...
Günümüz insanı, ekseriyet itibâriyle maddeye râm olmuş, ruh dünyası zaafa uğramış bir toplumun ezici tahakkümü altında perişan bir hâldedir. Sefâletini saâdet zannetmekte olup, önündeki uçurum,...
İhlâs ve Takvâ; Kulun Rabbi ile kalpte buluşması, yani merhamet, şefkat, affedicilik, hilm gibi cemâlî sıfatların kalpte tecellî etmesidir. Yani kulun her davranışta, herhâlde, hattâ...
İki hayatımız var. Biri fânî, diğeri ebedî: Dünya ve âhiret… Âhiret hayatıyla mukayese edildiğinde dünya hayatı, derya karşısında damla mesâbesindedir. Nitekim Allah Rasûlü -Sallâllâhu Aleyhi...
Mü’minler birbirlerini, farklı bedenlerde olsalar da tek yürek hâlinde yaşayan bir vücûdun uzuvları gibi telâkkî etmeye mecburdurlar. Bir uzvun acısını bütün bir vücut hissettiği gibi,...
İnsanın iç dünyasında derin bir şekilde yaşadığı tezatlar, toplum hayatında da kendini gösterir. Bir taraftan îmânın kemâl ve huzuru içinde yaşayan gönül erleri, diğer taraftan...
Rasûlullah -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem-’e duyduğu muhabbet, Ahmed bin Hanbel’i selef-i sâlihînin büyük hadis üstadlarından biri hâline getirmiş ve bu sahada pek çok kıymetli eser...
İnsanoğlu, şahsiyet ve karaktere hayrandır. Kişi, hayranlık duyduğu kimseyi taklîd eder. Bu, yaratılıştan gelen bir temâyüldür. Dolayısıyla insanoğlunun şahsiyet inşâsında, hayranlık derecesinde muhabbet duyduğu kimselerin...
Mü’min, gül tabiatlı olmalıdır. Yâni bu dünyâ bahçesinde dikenleri görüp onlardan incinerek dikenleşmek yerine, araya kış gibi çileler de girse, onları bahar iklimleriyle kucaklayarak bütün...
Hac ve umre, gönüllerdeki îmânı kemâle erdiren ve mahşerin bir benzerini daha bu dünyâda yaşatarak; “İlâhî mahkemede hesaba çekilmeden evvel kendinizi hesaba çekiniz!” sırrına ermeye...
Târih Baba der ki: Osman Gâzî ve nesli gibi diğergâm, gönül eri ve kendisini Cenâb-ı Hakk’a adayan âbide insanlara sahipsen, Tebaasıyla mahkemeye çıkarak bütün dünyâya...
Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî Hazretleri, Peygamber Efendimiz -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem-‘in bütün âlemlere rahmet ve bereket kaynağı olduğunu, dîvânında şöyle ifâde eder: “O’nun varlığı hürmetine kumlu...
Bütün kitâbî ve zâhirî bilgiler, hakikatte tohumlara benzer. Tohumlar, toprağa ekilmeyip sadece ambarda kaldığında yıllar geçse de onlar yine tohumdan ibaret kalırlar. Üstelik bazen de...
Bütün muhabbetlerin kaynağı Cenâb-ı Hak’tır. Dolayısıyla her türlü sevgi ve muhabbet, aşk-ı İlâhîye hazırlayıcı ve yükseltici birer vesiledir. O hâlde: Kur’ân ve sünnet rûhâniyeti içinde...
Hazret-i Peygamber -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem-’in Hak katındaki kadri o kadar yücedir ki; Cenâb-ı Hak, Habîb’ine itaati, kendine itaat saymış; O’na karşı yapılacak en küçük...
Yüz yirmi dört bin küsur peygamber ve onlardaki sayısız zuhûrâtve İlâhî tecellî akışları, sanki bereketli nîsan bulutları gibi âzamî derecede işbâ (doymuşluk) hâline geldikten sonra...
“Gönül nasıl toprak altında çürümez ise, gönül mahsûlü olan eserler de aynı şekilde ebedileşir. Gönül erleri, hizmetlerini berzah âleminde de devam ettirerek aramızda yaşarlar. Onların...
İslâm Hukûku metodolojisinin en mühim sîmâlarından KARÂFÎ (v. 684): “Rasûlullah -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem-’in başka hiçbir mûcizesi olmasaydı, yetiştirmiş olduğu ashâb-ı kirâm Allah Rasûlü’nün nübüvvetini...